İş arayan çoğu kişi, sancılı bir dönem olarak nitelendirebileceği, görüşme sürecinin olumlu olarak tamamlanmasından sonra kendisini bir başka telaşlı aşamanın içinde buluyor. İşe giriş evrakının hazırlanması ve en kısa sürede insan kaynakları bölümüne iletilmesi… Paylaşmak istediğim konu, Sosyal Sicil Kaydı. Bu konu bambaşka bir noktaya odaklanmış durumda. Sosyal medyadaki bağlantılarımızdan bahsediyorum.

İnternet kullanımının, toplumun farklı kesimlerinde, beklenenin üzerinde bir şekilde yaygınlaşması ile birlikte sesimizi duyuracağımız çok farklı bir imkâna kavuştuk. Yaşantımız etkileşimli hâle geldi. Beğenilerimizi, olumlu-olumsuz tepkilerimizi, acı tatlı her anı paylaşmaya ve paylaşılanları da yorumlamaya başladık. (Bu açıdan İnsan Versiyon 2.0’ın dünya üzerinde belirmeye başladığını söylemek yanlış olmasa gerek.) Bunu yaparken de kesinlikle “biz” olmamıza gerek yoktu. Oluşturulan birbirinden bağımsız sanal kimliklerle istediğimizi istediğimiz gibi internette yapabiliyorduk. Aslında sadece yapabildiğimizi düşünüyorduk. Nasıl olsa kimse bizlerin kim olduğundan haberdar değildi. Karda yürürken dahi ayak iziniz belli olurken sanal dünyada izden söz etmenin adı bile gereksizdi. Bu durum aslında internette yaptığımız ve hatta unuttuğumuz her şeyin bir gün bir tık ile karşımıza çıkabileceği gerçeğinin ortaya çıkması ile sona erdi: IP adresi…

İster vekil sunucu kullanın ister bağımsız DNS adreslerinden faydalanın, sanal dünyada size ulaşılması o kadar basitti ki. Sildiğinizi düşündüğünüz e-postalar, fotoğraflar, sohbet kayıtlarınız bir anda karşınıza çıkabiliyordu. Hele o log adı verilen kayıtlar yok mu, sanal dünyadaki her şeyi kaydediyordu. Arama motorları tarafından tutulan loglar, internette yayınlanan her şeyi kendi içinde indeksliyordu. Bu durumun istisnaları olduğunu da söylemek gerek.

Sosyal medya mecralarının başında gelen Facebook, Twitter, Friendfeed ve tutmuş olduğumuz blogların kullanıcılara sunduğu gizlilik seçeneklerinin hakkını da kesinlikle vermeli. Çoğu zaman okumadan sadece bir onay kutucuğunu klikleyerek kabul ettiğimiz kullanım sözleşmeleri farkında olmadan bizden o kadar çok şeyi götürüyor ki… Oluşturulan profillerin gizlilik seçeneklerinde yaptığınız ayarlar ertesi gün değişebiliyor ve bir bakıyorsunuz engellemiş olduğunuz kişiler duvarınızı hallaç pamuğu gibi atmış durumda! Bazen böyle bir durumda profili kapatmaktan başka yapabileceğimiz bir şey kalmıyor.

Bugün artık herhangi bir şey hakkında bilgi almak istediğimiz zaman başvurduğumuz ve akıllara gelen bir tek adres var, o da Google. İnternet tarihinin yegâne arama motoru siz daha anahtar kelimenizin ilk harfini yazdığınızda olası örnekleri listeliyor. Hatta ahkâm bile kesiyor. Google kullanıcısı olan insan kaynakları uzmanlarının son dönemdeki eğilimlerinden birisi adayların isim bilgilerinden hareket ederek arama yapmak. Artık çoğu iş arayanın özgeçmişlerinde sosyal ağlardaki profil adreslerini, bloglarını yazmaya başladığını düşünürseniz insan kaynakları uzmanlarının, danışmanların işi daha da kolaylaşıyor!

Google internet üzerindeki sanal sicilinizi birkaç saniyede gözler önüne serebiliyor. Sosyal medya mecralarında oluşturulan ve tüm kullanıcıların erişimine açık olan profillerimiz, tweetlerimiz, sevdiklerimiz sevmediklerimiz hatta kiminle akraba olduğumuza kadar pek çok bilgiye ulaşılabiliyor. İçimizi büyük bir açıklıkla döktüğümüz bloglarımız, açtığımız web sayfaları, dijital portföyler bizim sosyal sicil dosyamızın oluşması için yeterli. Belki sizin adınıza birileri internette sayfalar açtı, profiller oluşturdu hatta İK sitelerinin sayfalarında özgeçmişler oluşturarak başvurular yaptı. Siz gerçeğin böyle olmadığını anlayana ve anlatana kadar ne yazık ki atı alan Üsküdar’ı geçebilir. İstediğiniz kadar açıklama yapmaya çalışın karşınızdaki size “koskoca Google yalan mı söyleyecek arkadaşım” dediğinde diyecek bir şey bulamayabilirsiniz.

İnternet Sosyal Sicil Kaydı olarak adlandırabileceğimiz bir belge veya İnternet Sosyal Yaşam Puanı henüz iş başvurularımız sırasında veya işe giriş evrakı olarak istenmiyor. Ama yakın bir gelecekte olabilir! Ve bu durum Arama Motoru Kayıt Silicisi adıyla yeni bir istihdam alanı bile yaratabilir, şaşırmayın. Interneti kullanırken ardınızda bırakacağınız izlere de dikkat edin, derim.

* Bu makale 17 Mart 2011 tarihinde Yenibiris.com İş Rehberi Bölümü''nde de yayınlanmıştır.

Positive SSL