Antropolog-Müze Araştırmacısı Sn. Hüseyin Şahin tarafından kaleme alınan makaleyi* paylaşımlarınıza sunuyoruz.
 
* Bu makale IV.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, "Medya ve Geleneksel Kültür" seksiyonunda bildiri olarak (Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 2002,  s.178-192) sunulmuştur.

 

Bu makaleye referans vermek için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.
Referans verme konusunda gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederiz. 

http://www.antropoloji.net/index.php?option=com_content&view=article&id=385:arapgir-postasi&catid=81&Itemid=476

Antropoloji.Net

 

1.GİRİŞ

Tebliğimize konu olan çalışma, Malatya’nın Arapgir İlçesinde özellikle 20. yüzyılın ortalarına kadar önemli bir ekonomik uğraş alanı oluşturmuş, sonraki yıllarda ise yok olmayla karşı karşıya kalmış, günümüzde ise tamamen yok olmuş bir sanat dalının –Arapgir Manusa Kumaşı  Dokumacılığı” nın-  yaşadığı  süreci,  yerel basının sayfalarından aktaracağımız varolabilme çabasını işlemektedir.

Arapgir, Doğu Anadolu Bölgesinin  batı kesiminde Yukarı Fırat bölümünde, Fırat Vadisinin batı yakasında, Malatya''’a 114 km. mesafede yer almaktadır. Arapgir’in toprakları doğuda Elazığ’ın Ağın, batısında Sivas’ın Divriği, Malatya’nın Arguvan, kuzeyinde Erzincan’ın Kemaliye(Eğin),  güneyinde ise Elazığ’ın Keban ve Baskil ilçeleri topraklarıyla çevrilidir.(1)

Osmanlı İmparatorluğu döneminde büyük bir yerleşim birimi olan Arapgir, 1834’de kaza merkezi haline getirilmiş,(2) ilk belediye  teşkilatı ise 1888’ de kurulmuştur.(3) Eski kervan yollarının üzerinde olması, özellikle de 19. Yüzyılda Trabzon-Halep transit yolunun  ilçeden geçmiş olması, burasının önemli bir ticari merkez durumunda olmasını sağlamıştır. Coğrafyacı Hüseyin SARAÇOĞLU’nun gözlemlerine göre, “ kendi çevresinin pazar yeri olan şehir, aynı zamanda ve özellikle  sanatkâr bir kasabadır.” (4)

Arapgir’in ticari bir merkez konumunda olmasını sağlayan etmenlerin başında Osmanlı Döneminde Basra, Bağdat, Diyarbakır, Harput yol güzergahından taşınan baharat ve diğer eşyanın Arapgir üzerinden Erzincan, Erzurum, Giresun, Trabzon illerine götürülüp, satılması olmuştur. İkinci önemli etmen ise kervan yolu güzergahı olarak Beyrut, Halep ve Antep yolundan (5) yapılan ticaretin yarattığı canlılıktan kaynaklanmıştır. Bu ticari canlılık çerçevesinde Arapgir’de  “Manusa” ya da “Arapgir Alacası” denilen pamuklu(az da olsa ipekli) kumaş dokumalarının Anadolu’nun bir çok yöresine ve Anadolu dışındaki  bazı yerlere pazarlaması  ekonomik  hayatta devamlı bir hareket  sağlamıştır.

“Manusa” deyiminin Latince “el” anlamındaki “Manus” sözcüğünden geldiği (6) sanılmaktadır. Dokuma çeşitleri bakımından Jakarlı dokumalar, İpekli dokumalar, baskı yapılan düz dokumalar olmak üzere üç grupta toplanan “ Arapgir  Manusası” dokumaları; yastık- yorgan yüzü, çarşaf, sofra bezi, perdelik, desenli gömleklikler, şalvarlık, entarilik vb. olarak kullanılmıştır. Dokumalara adını veren desenler itibariyle kemha, Arap dudağı, Kırmızı çiçekli, Lacivert çiçekli, Simsimi, Dimi, Kareli, Yılan eğrisi, Sandıklı, Kuş gözü, Muş çiçek, badem, Dal çiçek, Altı parmak, Peş parmak, Top çiçek,  Üç Çiçek, Tabura Çiçek, Germesut, Sıçan dişi,  Satranç ... dır. Desenler bitkisel motiflerle ağırlık kazanmış olup, ince ve kalın bantlar halinde çizgi  motifler de kullanılmıştır.(7)

1947 yılına  kadar el dokumalıcığı  yapan çalışanlarına  büyük  kazançlar  sağlayan  bu geleneksel el sanatı, belirtilen yıllarda 1100’ü aşkın tezgah sayısıyla çalışılırken; sonraki yılların akışı içinde bu sayı hızla düşmüş, İlçenin önemli  gelir kaynağı da  kendiliğinden tükenmeyi yaşamıştır. Manusa  dokumacılığı ile beraber, boyacılar, masuracılar, dokuyucular da bu bütünün parçalarıyken, onlarda  ya başka uğraş alanlarına geçmişler ya da İstanbul, İzmir gibi büyük kentlere göçmüşlerdir.

Manusa Dokumacılığı’nın  dünü konusunda, bu sanat içerisinde uzun süre emek vermiş olan, Araştırmacı M.Sabri KELEMEROĞLU, “Bir Sanatın Kaderi” başlığını taşıyan makalesinde özetle şunları dile getirmiştir: “Gerek sabit boyası, gerekse sağlamlığı , çekici motifleri ile halkın sevdiği  ‘Arapgir Manusası, Arapgir Alacası’ diye gönül verdiği dokuma çeşitleri yalnız Doğu Anadolu’da değil , Güneydoğudan, Karadeniz Bölgesi’ne ve Sivas’tan Çorum’a, Amasya’ya, Konya’ya, Suriye’ye dek girmiş, alınmış, satılmıştır...” Arapgir’in  “Karton” da denilen jakarlı çeşitleri üzerine söylenmiş bir türkü örneği de veren KELEMEROĞLU, 1940’larda başlayan göç rüzgarının  ilk önce “kalburüstü” bir kitleyi savurduğunu, bu göçlerin Arapgir’de manusacılık sanatını ayakaltı ettiğini de belirtir.Hatta 1915’den önceki senelerde Ağacanoğlu Mikail’in senelik imalatının 90 bin topu aştığından söz eder; bu sanatın günümüzdeki tükenmişliğine üzülür.(8)

Arapgir’de Manusa dokumasının ne zamandan beri devam ettiği konusundaki bilgilerimiz sınırlıdır. Halk ağzındaki anlatılara göre 19. yüzyılda en parlak dönemlerinin yaşandığıdır. Arşiv bilgilerine bakıldığında ise 1512’de Osmanlı topraklarına katılan Arapgir’de yapılan sayımın kaydının bulunduğu kanunnamede  çulha taifesinden bahsedilmekte ve bu işle uğraşanların her birinden 24’er Osmanlı akçesi alındığı kaydolunmuştur (...) 1568-69 yılında ise tekstil üretiminde önemli olan boyahanenin vergisi olarak ise 35.000 akçe gibi yüksek bir miktarda alınmıştır.(...) 19. Yüzyılda C. TEXIER, Arapgir’de evlerde alaca ve bez türünden dokumalar yapıldığını ifade edebilmektedir.(...) Arapgir’de dokunan alacanın, 1848’lerde Diyarbakır ve Erzurum taraflarında gümrük vergisine tabi tutulduğundan şikayet eden  Arapgirli tüccar ve esnafların başvurusu üzerine, vergi alınmasından vazgeçilmiştir.1848 ve 1907 tarihli salnamelere göre, Arapgir kazasında iyi kalite iplik ve kumaş yanında, daha düşük kalitede iplik ve bez de dokunmakta ve 500 tezgah bulunmaktaydı(...) bu tezgahlarda 36.000 top kumaş üretiliyordu. (9)  Yine diğer bir kayıttan ise,1600’lü yılların başında Arapgir’den bol miktarda kumaş vb. dokuma ürününün yağmaya uğradığını öğreniriz. 7 Temmuz 1603(27 Muharrem 1012)  tarihiyle, Arapgir Kadısı Taret Efendi’nin yazmış olduğu arzda bu durumdan özetle şöyle söz edilmektedir: Malatyalı Zeynel Bey ile Sivas’ta oturan Yeniçeri Bodur Yakup  kethüdası  beş yüz atlı  ve sekbanla Arapgir’e baskın yapar ve yağmalarlar. Zeynel Bey’in yağmasının ardından bir de Başıbüyükoğlu Hamza Bey ile kethüdası yedi yüz atlı ile baskın yapar,  “kumaş, çuka, keten ve tefarık gibi pazar eşyası”  yağmalar. Bu kumaşların miktarının üç yüz yükü bulduğu (10) ilgili arz’dan anlaşılmaktadır. Bu arşiv kaydından, kumaşın “manusa dokuması” mı yoksa kervanlarca taşınan kumaş yükü mü olduğu belli değildir. Başlangıcın ne zamana uzandığından ziyade, bu sanat  kolunun sonunu hazırlayan sebeplerin neler olduğunu, bu tükenişi önleme bakımından ne gibi çabaların gösterildiği, başarılı olup olunmadığını açıklamak düşüncesiyle; İlçede ve İlçe dışında yaşayan Arapgirlinin gören gözü, duyan kulağı ve sesi durumunda olan ve 1954 yılında yayın hayatına başlayan bir yerel yayın organı “Arapgir Postası” nın sayfalarındaki yazılardan yola çıkacağız. Tebliğimizin sonunda, yerel basın olarak “Arapgir Postası” nın geleneksel sanatı yaşatma çabalarında  üstlenmiş olduğu görevi ve katkıları daha iyi anlaşılacaktır düşüncesindeyiz.

2. Manusa Dokumacılık Sanatının Yok Oluşunun Nedenleri ve Yok Oluşu

Önleme Çabalarının “Arapgir Postası” ndaki Yansımaları

Arapgir Postası yayın hayatına başladığı 1954 yılından itibaren  İlçenin en önemli ekonomik uğraşını oluşturan dokumacılık sanatıyla da ilgilenmiştir. Yerel gazeteler yayımlandığı yöre ile bütünleştiği sürece devamlılıklarını sağlamışlardır. Daha  öncede belirttiğimiz gibi, “Arapgir; çevresinin bir Pazar- ticaret şehri olmuştur”, ancak sanayileşmedeki makineleşme- teknolojik yeniliğe ayak uydurma  sorunu  da doğal olarak ortaya çıkmıştır. Bu geçiş döneminde dokumacılık sanatını yaşatmak, geliştirmek için girişimler başlatılmış, hemen her defasında istenilen verimli sonuç alınamamıştır.

1943 yılında, “Dokumacılar Küçük Sanat Kooperatifi” kurulmuş ; bu kooperatif çatısı altıda  toplanan sanatkârlar 1947 yılına kadar büyük kazançlar elde etmişler, bu tarihten itibaren yavaş yavaş işleri azalmaya başlamıştır. Bir dönem boya-iplik sağlama da güçlüklerle karşılaşılmış; pazar imkanları da daralmıştır. Dokumacıların sanatlarını yaşatma çabaları, yaşadıkları güçlükler ve teknolojiye ayak uydurma atılımları yerel basın olarak  “Arapgir Postası” sayfalarına yansımış, desteklenmiştir. Bu çabalardan birisi İlçeye Hidroelektrik Santralının kurulmasıyla ilgilidir. Gazetenin 11 Nisan 1955 günü yayınlanan 38. Sayısında “Gurbete Mektuplar” adlı köşesinde Kemal ŞEKERCİ’nin düşünceleri şöyle yansımaktadır:

•Hidroelektrik Santralinin kurulmasıyla/ o da olmazsa termik santralin kurulmasıyla sanayii ilçede gelişecektir. ŞEKERCİ, “Elektriği tenvirattan çok el tezgahları için istiyorduk, tezgahlar makinalaşınca dokumaların maliyet fiyatı düşecek ve böylece dokumacılık bu günkü uyuşuk vaziyetinden kurtulacaktır. Bütün mesele maliyet fiyatını düşürüp rakiplerin karşısına mutedil bir fiyatla çıkmaktır. Böylece bu dalda elimizde kaldı.” (11)

Dokumacılığı canlandırmak amacıyla 1955 yılında başlatılan diğer bir çalışma ise “Dokumacılık ve Halıcılığı içine alacak bir şirket” kurulmasıyla ilgilidir. Bu konuyu ilk önce, İstanbul’daki Arapgir Kültür Derneği’nin Başkanı Doç.Dr.A.Afif ERZEN gazetede “ Ne Oldu” başlıklı yazıda şunları önermektedir:

İlçenin iktisaden kalkınması için dokumacılık ve halıcılığı içine alacak bir şirket kurulması gerektiğini  ileri süren A.ERZEN, “Eğer fayda görüyor ve hakikaten istiyorsak niçin kurmuyoruz? Günü güne atmakla iş sonuçlanmaz her halde” diyerek,

•azarda olsa konulacak sermayenin “Damla damla göl olur” misalinde büyüyeceği düşüncesini hatırlatarak  çağrıda bulunmaktadır. (12)
 
1956 yılı içerisinde “ Şirket kurma” çalışmalarının gazetenin sayfalarında sıcak tutulmaya çalışıldığı görülür:

•İlk şirketleşme çalışması 1.Dünya Savaşının hemen ardından yapılmış, beklenen sonuç alınamamıştır.2.Dünya Savaşı sıralarında kurulan “Dokumacılar Kooperatifi” nin ilk başlarda faydalı olduğu, şimdilerde ise bunun faydasının olmadığı; şirketleşme çalışmasının hızlandırılması gerektiği  üzerinde durulur.Arapgir Postası’nın önerisi şöyledir; Arapgir’de dokumacılık tarihi hayli eskidir. Evvelki tecrübelerden istifade ederek, rasyonel çalışacak bir şirketi faaliyete geçirmek önemlidir. Bu hususta birazcık gayretli olunmalıdır.(13)

Aynı yılda Dokumacılar Küçük Sanat Kooperatifi’nin yıllık kongresiyle ilgili yer alan bir haberde; geçen yıl gelirinin 4192.30 Lira, kârın ise 2320.45 Lira olduğu;  bazı sanatkârların  “kalitesi düşük mal imal ederek, piyasada mamullerin itibarını kırdığı” aktarılmıştır. (14)

1957 yılına gelindiğinde “Arapgir Mensucat Sanayi A.Ş.” nin kuruluş çalışmaları yoğunluk kazanmış, Ankara’ya işleri takip için heyetler gönderilmiştir. (15)  Arapgir Postası, çalışmaları desteklemek yönünde “ 20. Asrın teknik ve rantabl seviyesine kavuşturmak amacıyla” katılım istemiştir. (16) Ali ÇAMUR’un  “ Arapgir’in Kalkınması” başlıklı yazısında ise Tekstil Şirketi’nin kurulmasıyla açılacak fabrikada 500 işçinin  çalışacağını, ipliğin Malatya ve Erzincan’dan sağlanabileceğini, seri üretime geçişle birlikte kalkınmanın  başlayabileceği , belirtilir. (17)

Arapgir Postası’nın sayfalarında yok olmaya doğru hızla giden  dokumacılığın, ancak fabrikalaşmayla çözülebileceği sürekli tekrarlanmıştır. (18) 1957 yılı  teknolojiye kavuşma ataklarıyla geçmiştir. Bu çabaların sonucu Ankara’dan etüt çalışması için uzmanlar gelmiş, pamuk ekimi yapılabilirliğini tespit ise Ziraat Araştırma Enstitüsü  incelemeler yapmıştır. (19) Bu arada İlçeyi elektriğe kavuşturmak için “ Elektrik Santral Binası” nın temeli de Ekim ayının sonlarında atılmıştır.(20) Gazetenin 6 Aralık 1957 günü çıkan 181. Sayısında Bahattin GÜNER’in  “El Tezgahından makine sanayine Giden Hayırlı Bir Yol” başlıklı yazısında Manusa Dokumacılığı’nın teknolojik gelişime ayak uyduramamasının  sebepleri tartışılır. Teşhis konulup,  canlandırmanın nasıl olabileceği  konusunda öneriler sunulur. GÜNER, yazısında özetle şöyle demektedir:

•Çok eski dokuma sanayine malikiz. Ancak iktisat ilminin kaidelerine riayet edilmemesi sebebiyle, onun müeyyideleri altından çıkılamıyor.
•Bir işletmenin yaşayabilmesi için zamanın teknik terakkilerine ayak uydurması gerekir. Emsalleriyle rekabet edebilmeli gerçeği vardır.
•İnsan gücünün  yerini makine almış, maliyet fiyatları düşmüştür. İnsan gücüne dayanan el sanatları, bu dev sanayi ile rekabet edemez hale gelmiş, yerini ona terk etmek zorunda kalmıştır.  Bu gelişmeye uyamayanlar Arapgir’de olduğu gibi ya cılız bir vaziyette çalışmak, yahut ta faaliyetini tatil etmek mecburiyetinde kalmıştır.
•Eski Arapgirli müteşebbisler faaliyetlerini zamanın inkişaflarına yöneltebilselerdi, büyük  şehirlere göç etmeselerdi,  Arapgir bugün kendi çapında mensucat sanayine sahip, daha ileride olacaktı.
•Dokumacılığın canlandırılması için,“Anonim Şirket” kurulması çabalarının desteklenmesinin faydası olacağı görüşü okuyucuya aktarılmaktadır. (21)

1958 yılına gelindiğinde aynı/benzer çözüm arayışlarının devam ettiği, dokumacılıkta boya sıkıntısının yaşandığı görülür.(22) Gazetenin  sayfalarından 1959 ve 1960 yıllarında Manusa dokumacılığının durumu ve bu alanda yapılan yenilenme çabalarına dair yazılara pek rastlanmamaktadır. 1961 yılında yer alan bir haberde ise “Dokumacılar Kooperatifi” nin genel  kuruluyla ilgili bilgiler yer alır; 2137 lira 79 kuruş zarar edilmiş, bu zararın yedek akçeden kapatılması kabul görmüştür. (23)

Yıllar itibariyle Arapgir Postası’nı incelemeye devam ettiğimizde 1962 ve 1963 yıllarında, dokumacılığın gelişen endüstri  şartlarına ayak uydurmasının gerekli olduğu (24) , evvelce Gaziantep’ten Kars’a kadar isim yapmış  manusa dokumalarının, şimdi aranmamasının sebeplerinin başında, elektrik enerjisinin kullanılmasıyla beraber, tezgahların otomatik tezgahlara çevrilmesi gerekliliği sürekli vurgulanır. Kemal ŞEKERCİ, çocukluğundaki  yaşantısından örnekler verir ve “ Mekik sesleri arasında sabah ezanını dinlediğim günleri her zaman hatırlarım (...) Kız çehizini bununla hazırlar, anne askerdeki oğluna harçlık gönderir, abla tahsildeki kardeşine ‘ay başına kalmaz çezgiyi bitirir para gönderirim’  diye yazar...” şeklinde   hatıralarını aktararak, manusacılığın aile ekonomisine katkılarını özlemle anlatır. (25)

Arapgir Postası’nın 10 Ocak 1964’te yayımlanan 496. Sayısında, gazetenin kurucusu ve başyazarı Nevzat SEZER,  yazısında;  dokumacılığın gelişimini ve o günkü gelinen durumu inceler. 1947 yılında 1100 ortağı vardır kooperatifin, 1943-1948 yılları arasında ilçeye Sivas, Tokat, Amasya, Zile, Malatya, Diyarbakır ve daha birçok şehir tüccarının geldiğini, her hafta yüzlerce balya mamul malı sevk ettiklerini; şimdi ise makineleşilemediği için bu sayının 391’e düştüğünü belirtir.(26)

1965 yılına gelindiğinde “ Mensucat Fabrikası” kurulması çalışmalarından söz edilmediğini görüyoruz. Gazetede yer alan haber ve makalelerde “Dokumacılar Kooperatifi” nin zararının büyüdüğünü (27) , gelişmeye ayak uydurulamadığını, “motorla bilek mücadele edemedi” (28) deyişiyle dile getirilmiştir.

Arapgir Manusa dokumacılığının geçmişiyle ilgili olarak 1968 yılında yayımlanmış olan 721. Sayıda  geçmişe duyulan özlem kendini hissettirir. Bu yazıda, geçen yıllardaki durumdan örnekler de verilir:

•Belirtildiğine göre; “Jakarlı, jakarsız imal edilen mensucat 18 vilayet ve kazalarına gönderilirdi. Bu durum 1860’dan 1945’ e kadar devam etmiştir. 1870 senesinde 7000, 1915 senesinde 3500, 1945 senesinde 2200 tezgaha inen Arapgir’in  bugün yarısı gayri faal  60 tezgahı vardır(...) Bu sanatın gayri faal duruma gelmesinin başlıca sebebi elektrik enerjisinin halen bulunmamasından ileri gelmektedir (...) Keban Barajı’ndan (...) enerji verilmesi”  gerektiği, bunun halledilmesinin yanı sıra Sanayi Bakanlığı’nın  da yardımcı olması arzusu nda (29) oldukları anlaşılmaktadır.

Arapgir’de 1969 yılının ortalarından itibaren “Motorlu  dokuma tezgahı” sağlama arayışları başlatılmış, Sanayi Bakanlığı nezdinde  girişimlerde bulunulmuştur. (30) Arapgir Postası, devam eden yıllarda da bu girişim çabalarını sayfalarında yineleyerek, çareler önermeyi sürdürmüştür.(31)

1972- 1973 yıllarına gelindiğinde elektrik sorunu tamamen çözülememiş; İlçenin  hemen yakınındaki Keban Barajı’ndan doğrudan elektrik enerjisi verilmesi gerekliliği (32) dokumacılığın makinalaşması yolunda önemli bir adım olarak gündeme taşınmıştır Dokumacılığın makinalaşması görüşü ve bunun için yıllardır verilen çabalar, 1976 yılının mart ayında sonuç vermiş gibidir. İlk etapta Manisa Tekstil  Fabrikası’ndan 8 adet dokuma makinası getirtilir. Makinaların  montaj işlemi ancak Ağustos ayında tamamlanmış, bir tanesiyle de deneme üretimi yapılmıştır. Arapgir Postası, yaşanan bu  süreçteki gelişmeleri yıl boyunca sayfalarına taşımış, Arapgirlileri yardıma teşvik etmiştir. (33) Fakat, dokumacılığı canlandırma ve yaşatma çabası yine istenilen sonucu vermemiştir.1977 yılında Dokumacılar Kooperatifi’nin  “Köy Kalkındırma Kooperatifi” ne dönüştürülmesinin gündeme getirildiğini, Manusa Dokumacılığının yerine- başarıya bir türlü ulaşılamadığı için-  Sanayi Bakanlığı’ndan alınacak destekle “Halı Dokumacılığı Projesi” nin uygulanması yönünde atılımlara başlandığı görülür.(34)

Arapgir Postası Gazetesi’nin   yazarlarından  Kâmuran SEZER’in  3 Kasım 1978’de kaleme aldığı  “Kooperatifimiz”   başlığını taşıyan yazısında  Dokumacılar Kooperatifi’nin içinde bulunduğu  zor durumun bir değerlendirilmesi yapılır. Bu arada İlçenin başlıca geçim kaynağı olan dokumacılığı muhakkak makinalaştırmak ve  modernleştirmek için üyelerin katkılarını arttırmaları ve daha çok çaba göstermeleri çağrısında bulunulmaktadır. (35)
 
1950’li yılların ortalarında başlayan dokumacılığı teknolojik gelişmeye  göre yapılandırma çabaları 1979’lara gelindiğinde  henüz  bir çözüme ulaştırılamamıştır. 1979 yılında  da yeni bir yapılandırma çalışmasının başladığını anlıyoruz.  “Ar-İpek” adıyla kurulması planlanan halka açık anonim şirketin kurulması çabası, dokumacılığı eski  parlak günlerine kavuşturma  arzusunu  tekrar gündeme taşımıştır. Konuyla ilgili olarak Vahap BALAMAN’ın değerlendirmesi ve önerileri  şöyledir:

“Arapgir’de bir yatırım sahası açılarak halka çalışma imkânı  hazırlanması, üretilen mahsullerimizin ve iş gücümüzün değerlendirilmesi konusunda yıllardır (...) gerçekçi araştırmalara dayanmayan bazı girişimlerde bulunuldu. Gerek yeteri kadar çalışılmaması, konuların iyi seçilememesi mahalli şartlar, üretim kapasitesi, alt yapı imkânları, ulaşım ve pazarlama imkânlarının  iyi değerlendirilememesi ; gerekse hemşehrilerimizin  ilgi göstermemeleri nedeniyle  sonuçlar alınamadı.” (36) diyen BALAMAN, yazısına devamla ;  Ar-İpek projesi ile üretilecek olan ipekli dokumanın  satılmasının sorun  olmayacağını ,  yurt dışına ihraç edilebileceğini , bunun için de İlçe halkının hep beraber destek olması çağrısında bulunur. (37)

1973 yılında kurs vermek amacıyla açılan, 1975’de okul haline dönüştürülen “Halı Okulu”, manusa dokumacılığının geliştirilememesi üzerine, bir alternatif olarak düşünülmüş ve “Dokumacılar Kooperatifi” ne bağlı olarak ancak 1980 yılına kadar çalıştırılabilmiştir. Hammadde yokluğu vb. sebeplerin üst üste birikmesi, yeterli üretimin yapılmasını sağlayamamıştır. Manusa Dokumacıları Kooperatifi’nden ayrılan okul sonradan da verimli hale getirilememiştir. (38) Arapgir’in yerel basını konumundaki Arapgir Postası’nın  ekonomik kalkınma yolundaki çalışmalarında, makale yarışması da düzenleyerek, çözüme yönelik düşüncelerin gündeme getirilmesi amaçlanmıştır.1980 yılında düzenlenen yarışmaya katılan Mustafa KILINÇ’ın makalesinde önemli bir soruna da işaret edilmiştir: “Arapgir’den Göç” konusunun işlendiği makalede; geçmişte ulaşım ve ticaretin kervanlarla yapıldığı dönemde, Arapgir’in bulunduğu coğrafi çevrede bir Pazar-ticaret şehri olması dolayısıyla  dokumacılığın da buna paralel olarak geliştiğinden söz edilerek, el tezgahlarının makineleştirilememesi, Pazar imkânlarının geliştirilememesi  ile özellikle 2.Dünya savaşıyla birlikte gerilemenin başladığı ve  dışarıya doğru göçlerin  arttığına dikkat çekilmiştir. (39)


1980’den sonra gelen yıllarda da dokumacılığın teknolojik gelişmeye  ayak uydurulmasına yönelik  arayışlar devam ettirilmiştir. Arapgir Postası’nın başyazarı Kâmuran SEZER, aralıklarla  “Sezerce” adlı köşesinde, geçmiş yıllardaki durumla, sonraki yıllarda ortaya çıkan  durumu karşılaştırmış, konunun önemi  vurgulanmıştır:

SEZER, alınan 8 adet motorlu dokuma tezgahının çalıştırılamaması, maddi sıkıntıların artmasıyla birlikte, üretimin de gerçekleştirilememesi üzerine, bunun beşinin  satılması ;  Halı Sanat Okulu’na alınan 25 halı tezgahının da 23’ünün geri iade edilmesi vb. nin başlatılan yenilenme hamlelerini boşa çıkardığını dile getirmiştir. (40)

Dokumacılığı/Manusa Kumaş dokumacılığını canlandırma ve yaşatma çabaları sonuç vermeyince, halı dokumacılığı projesinin hayata geçirilmesi gerektiği, “Gazete” de sıkça önerilmiş, Arapgirlileri destek vermeleri   için  devamlı çağrıda bulunmuştur. (41) Bu çağrıların ardından, “Dokumacılar Küçük Sanat Kooperatifi” projeyi yürütmek amacıyla bina ve arsasını satar. (42) 3042 m2 lik bir yer satın alınır. (43) Ancak, tüm girişimlerin sonuçsuz kalması, Arapgir’den dışarıya göçü hızlandırmış, çevresinin bir ticaret-pazar şehri durumunda olan ilçenin ekonomik gelişimini yavaşlatmıştır.

Arapgir Postası’nda M. Şerif GENÇ “Neden Göçüyorlar?” sorusuna cevap aradığı yazısında; 50 yıl öncesinde dokumacılığın ekonomik, sosyal, ticari ve iktisadi durumu yüksek tuttuğundan söz eder. Arapgir’den göç eden iş sahiplerinin, sanayileşmeye ayak uyduramayıp, bu “baba sanatını” modernize etmediklerini, böylece bu alanda çalışanların da  kendilerine iş bulmak için  büyük kentlere göç etmek mecburiyetinde kalmalarına işaret eder. Bu durumun da Arapgir’de hayat düzeyini olumsuz etkilediğini; ticari, ekonomik gerilemeyi doğurduğu (44) değerlendirmesinde bulunmaktadır.

Manusa  dokumacılık sanatını yaşatma ve modernize etme çabaları 1980’li yılların ortalarından itibaren hızla azalmıştır. Geçmiş yıllardaki dokumacılıkla ilgili anılar, arada bir de olsa  gazetenin sayfalarında kendine yer bulmuştur. (45) Daha sonraki yıllarda, bu geleneksel sanat dalı, araştırmacıların ilgisini çekmiş olsa da, çalışır durumda  bir manusa tezgahıyla karşılaşmaları mümkün olmamıştır.


3.DEĞERLENDİRME  VE SONUÇ

Günümüzden elli yıl kadar öncesine  kadar Arapgir’de halkın önemli bir geçim sahasını oluşturan “Manusa Kumaş Dokumacılık Sanatı” ; çalışmamızın önceki bölümünde de belirtildiği üzere kendini teknolojik gelişme karşısında yenileyemeyerek  yok olmuştur. Araştırmacı C. GÜZELBEY’in de  bir yazısında dile getirdiği gibi , makine ve elektriğin sanayiye uygulanmasıyla yüzyıllardır süregelen  ata sanatlarının kimilerinin teker teker  ortadan çekildiğini, bir bölümünün ise adlarının bile genç kuşaklarca bilinmediğini (46) görürüz. Şimdilerde unutulan geleneksel sanat dallarından biri de Arapgir’de yapılmış olan “Manusa Dokumacılığı” olmuştur.

Yerel basın olarak Arapgir Postası yöresinin  gözü, kulağı ve sesi olma görevini, dokumacılık sanatının yaşatılması, yaşatılırken de gelişen ve değişen teknolojik gereklere uyum sağlayarak yenilenmesi sürecinde; 1954 yılından başlayarak çok önemli çabalar vermiştir. Sayfalarında kimi zaman haber, kimi zaman makaleler yayımlayarak, kimi zaman da çağrılarda bulunarak, ilçedeki ekonomik hayatın güçlendirilmesini – bunun da dokumacılığın geliştirilmesiyle olacağını – dile getirerek önemli bir rolü üstlenmiştir.

Dokumacılığın hızla  yok olmasının sebeplerinin başında mensucat sanayinin  el tezgahlarından makinalaşmaya geçmiş olması; bu sanat kolunda maliyetleri yükseltmiş, yine elektrik enerjisine geçişte tezgahların modernize edilememiş olması ile beraber, sosyal/kültürel yaşantıdaki  giyim- kuşam vb.  yöndeki beğeni ve kullanmaya yönelik  değişiklikler, sanatın sonunu hazırlayan etkenlerden bazıları olmuşlardır. Diğer bir önemli etken ise, bu sanat kolunda çalışan iş gücünün büyük kentlerde tekstil vb. alanlarda iş bulmaları/ kurmaları neticesinde  göçe yönelmeleridir. Geçmişte kervan yolları güzergahında bulunması dolayısıyla bir ticaret-Pazar şehri olması durumu da, ulaşım ağının çeşitlenerek  gelişmesiyle birlikte, bu anlamdaki çekimin azalmasına yol açmıştır. (47)

Arapgir Postası’nda yer alan bir ropörtajda günümüzden 60-70 yıl öncesinde, çarşıda 50 bakırcı, 50 kalaycı, 50 ayakkabıcı, 2-3 tenekeci, 5-6 palancı, berber, kasap, kuyumcu, nalbant ve 50 manusacı esnafının  dükkanlarının bulunduğundan söz edilmektedir. (48) Bu da Arapgir’in geçmiş yıllarda çevresine hizmet sunan önemli bir ekonomik-ticari çekim merkezi olduğunu bize açıklamaktadır.

Şimdi durum nedir? Diye kendimize sorduğumuzda; geçmişte bir çok yöreye  satılan ve beğeniyle kullanılan , bir çok ailenin de geçim kaynağını oluşturan bu geleneksel sanat ürünleri:

“Yandım alamadım
Öldüm alamadım
Eltim aldı
Ben alamadım” (49)

denilerek, türkülere-manilere dahi konu olmuş; gösterilen tüm yenilenme ve yaşatma çabalarına rağmen yok olmaktan kurtulamamıştır. Bugün hiç olmazsa, bu geleneksel sanat dalında uygulanan boyama, çözgü hazırlama, dokuma biçimleri, kullanılan motiflerin yaşatılması bakımından , Üniversitelerimizin “El Sanatları Araştırma ve Geliştirme Merkezleri”nce  başlatılacak kapsamlı bir proje çalışmasıyla bu ve bunun gibi bir çok   geleneksel sanat dalı , canlı ve sıcak tutularak gelecek kuşaklara aktarmada önemli bir adım olacaktır düşüncesindeyiz.

Dipnotlar

(*)  Müze Araştırmacısı- Antropolog, Malatya Müzesi.
     IV.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, Medya ve Geleneksel Kültür Seksiyonunda Bildiri  olarak
     sunuldu. (Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 2002,  s.178-192)
(1) Arapgir 1986, (Haz.: Arapgir Kaymakamlığı), Film-Radyo-Televizyon İle Eğitim Merkezi Basımevi, [y.y.],
    [t.y.], s.51
(2) Arapgir 1986, s.36
(3) Cumhuriyetin Yetmişbeşinci Yılında  Arapgir, ( Haz.:Arapgir Kaymakamlığı), Sezer Ofset, Malatya 1998,
     s.33
(4)  Hüseyin SARAÇOĞLU : Doğu Anadolu Bölgesi, Milli Eğitim Bakanlığı Yay., İstanbul 1989, s.196
(5)  Arapgir 1986, s.36
(6)  Hasan GÜNEŞ : “Malatya’da Manusa Dokumacılık Sanatı”, Kültür ve Sanat (Malatya Özel Sayısı), Sayı: 16,
     Aralık 1992,  T.İ.B. Yay.,  İstanbul  s.47
(7)   Konuyla ilgili geniş bilgi için bkz.,   M.Sabri KELEMEROĞLU : “Bir Sanatın Kaderi”, Malatya Kültür, 
      Sayı:2,  Nisan-Haziran 1994, Malatya, s. 49-51 ; Hasan GÜNEŞ: A.g.m., s.44-50 ; Hüseyin ŞAHİN:
      “Malatya İli  Arapgir ilçesinde Geleneksel Manusa Dokumacılığı Alan Araştırması Notları-1992, İl Kültür
      Müdürlüğü H. Kültürü  Arşivi: B.92.00l-002
(8)   M.Sabri KELEMEROĞLU : A.g.m., s.49
(9)   Osmanlı Arşiv kayıtlarıdaki bilgiler ve  19. yüzyılda dokumacılığın durumu konusunda yararlandığımız
      bilgiler için bkz., Göknur GÖĞEBAKAN : “Arapgir’de Manusa Dukumacılığı”, Yedi Kültür, Şubat 2001,
      Sayı:2, MEV Yay., İstanbul, s.16-17
(10)  Konuyla ilgili olarak“İbnül- Emin”,  Karton 3,  Nr. 611/1 ve  2 ‘de  bulunan  belge  için  bkz. , Mustafa
      AKDAĞ :  Türk Halkının Dirlik ve  Düzenlik Kavgası, Cem yay., İstanbul 1995  , s. 429-430
(11)  Kemal ŞEKERCİ :  “Gurbete Mektuplar”, Arapgir Postası, 11.3.1955/38. Sayı
(12)  A.Afif ERZEN  : “ Ne Oldu?”, Arapgir Postası, 9.12.1955/77. Sayı
(13)  Arapgir Postası : 20.1.1956/83. Sayı , s. 1
(14)  Arapgir Postası :  27.4.1956/97. Sayı
(15)  Arapgir Postası :  31.5.1957/155,   24.5.1957/153, 14.6.1957/156,   21.6.1957/157,  12.7.1957/160,
      19.7.1957/161. Sayı
(16)  Arapgir Postası :  10.5.1957/ 151, 17.5.1957/152. Sayı
(17)  Ali ÇAMUR :  “Arapgir’in Kalkınması”, Arapgir Postası , 24.5.1957/153. Sayı
(18)  Arapgir Postası :  24.5.1957/153,  9.8.1957/164,  6.12.1957/ 181. Sayı
(19)  Arapgir Postası :  2.8.1957/163,  16.8.1957/165,  11.10.1957/173,  25.10.1957/175. Sayı
(20)  Arapgir Postası :  30.8.1957/167. Sayı
(21)  Bahattin GÜNER: “El Tezgahından Makine Sanayine Giden Hayırlı Yol”, Arapgir Postası,  6.12.1957/181
(22)  Arapgir Postası : 21.2.1958/192. Sayı
(23)  Arapgir Postası : 21.7.1961/369. Sayı
(24)  Hüseyin BAŞDOĞAN : “Kalkınma Çabaları...” , Arapgir Postası, 30.3.1962/404. Sayı
(25)  Kemal ŞEKERCİ :  “Arapgir’in Kalkınması Hakkında-2”,  Arapgir Postası, 27.7.1962/421. Sayı
(26)  Nevzat SEZER  :  “Arapgir Dokumacılar Küçük Sanat Kooperatifi”, Arapgir Postası, 10.1.1964/496. Sayı
(27)  Arapgir Postası  :  “Dokumacılar Kooperatifi Toplantısı...”, 26.3.1965/558. Sayı
(28)  Hüseyin YIRIĞ  :  “ Neye Yarar”, Arapgir Postası, 3.9.1965/580. Sayı
(29)  Arapgir Postası  :  “Arapgir... Mensucat Memleketlerinden Biri İdi...”,  14.6.1968/721. Sayı
(30)  Arapgir Postası : 25.7.1969/778. Sayı
(31)  Arapgir Postası : 3.4.1970/8ll,  8.5.1970/816,  12.5.1972/918. Sayı
(32)  Arapgir Postası : 4.5.1973/968. Sayı ; Rasim KAŞKAL : “Arapgir ve Mensucat”, Arapgir Postası,
      18.8.1972/932. Sayı
(33)  Arapgir Postası : 19.3.1976/1115,  4.6.1976/1126,  25.6.1976/1129,  16.7.1976/1132,  30.7.1976/1134,
      20.8.1976/1137,  31.12.1976/1155. Sayı
(34)  Arapgir Postası : 9.9.1977/1191. Sayı
(35)  Kâmuran SEZER : “ Kooperatifimiz ve” , Arapgir Postası, 3.11.1978/1249. Sayı
(36)  Vahap BALAMAN : “Arapgir’de Bir Yatırım Sahası...”, Arapgir Postası , 14.12.1979/1306. Sayı
(37)  Vahap BALAMAN : A.g.m., 1306. Sayı
(38)  Arapgir Postası : 4.1.1980/1309,  4.4.1980/1322,  2.5.1980/1326,  9.5.1980/1327,  29.8.1980/1343. Sayı
(39)  Mustafa KILINÇ : “Göç”, Arapgir Postası, 9.5.1980/1327. Sayı
(40)  Kâmuran SEZER : “Sezerce: Bir Dokumacılar Kooperatifi Vardı”, Arapgir Postası, 22.4.1983/1477. Sayı
(41)  Kâmuran SEZER : “Sezerce: Dokumacılar...”, Arapgir Postası, 12.8.1983/1493. Sayı
(42)  Arapgir Postası : 23.9.1983/1499. Sayı
(43)  Arapgir Postası : 13.1.1984/1515. Sayı
(44)  M. Şerif GENÇ : “Yılların Bitmeyen Sorunu: Neden Göçüyorlar?”, Arapgir Postası, 7.10.1983/1501. Sayı
(45)  Değerlendirmeler konusunda bkz.; Arapgir Postası: “Hey Gidi Günler: Kervanların Gelişi”, 12.4.1985/1580 ;
      Erhan AYDINLAR : “Yarım Yüzyıllık Arapgirliler ve Arapgir Hakkındaki Görüşleri”, Arapgir Postası,
      24.2.1984/1521,  2.3.1984/1522,  30.3.1984/1526,  13.4.1984/1528. Sayı
(46)  C. Cahit GÜZELBEY : “Ulusal Kültürümüz Adına Hemen Yapılması Gereken Bir İş”, I.Battalgazi ve
       Malatya Çevresi halk Kültürü Sempozyumu- Tebliğler, (22-24 Ekim 1986 Malatya), İnönü Ünv. Yay.,  
      Osmanlı matb., İstanbul 1987, s.86
(47)  Konuyla ilgili olarak bkz., Erhan AYDINLAR : A.g.m., Arapgir Postası, 24.2.1984/1522, 20.7.1984/1542.
      Sayı  ; Necati BİLGİN : “Arapgir’in Mevcut Ekonomik Yapısı ve Göç”, Arapgir Postası , 13.7.1984/1541.
      Sayı ; Kâmuran SEZER : “Sezerce”, Arapgir Postası, 20.1.1986/1516. Sayı ; Fikri YÜCEL :”Bağbozumu
      Şenlikleri Dolayısıyla”, Arapgir Postası, 7.8.1970/825. Sayı.
(48)  Erhan AYDINLAR : A.g.m.,  Arapgir Postası, 13.4.1984/1528. Sayı
(49)  M.Sabri KELEMEROĞLU : Bir Sanatın Kaderi”, Malatya Kültür, Sayı:2, Nisan-Haziran 1994, Malatya,
      s.49-50

KAYNAKÇA

A. Afif ERZEN : “Ne Oldu?”, Arapgir Postası, 9.12.1955/77.Sayı
Ali ÇAMUR : “Arapgir’in Kalkınması”, Arapgir Postası, 24.5.1957/153.Sayı
Arapgir Postası  Gazetesi: 20.1956/83,  27.4.1956/97,  10.5.1957/151,  17.5.1957/152, 
                 24.5.1957/153,  31.5.1957/155,  14.6.1957/156,  21.6.1957/157, 12.7.1957/160, 
                 19.7.1957/161, 2.8.1957/163,  9.8.1957/164,  16.8.1957/165,  30.8.1957/167,
                 11.10.1957/173,  25.10.1957/175,  21.2.1958/192,  21.7.1961/369, 26.3.1965/558,
                 14.6.1968/721, 25.7.1969/778, 3.4.1970/811, 8.5.1970/816, 12.5.1972/918,
          4.5.1973/968, 19.3.1976/1115, 4.6.1976/1126, 25.6.1976/1129, 16.7.1976/1132,
          30.7.1976/1134,  20.8.1976/1137,  31.2.1977/1156, 9.9.1977/1191, 4.1.1980/1309,
                 4.4.1980/1322, 2.5.1980/1326, 9.5.1980/1327, 29.8.1980/1343, 23.9.1983/1499,
                 13.1.1984/1515, 12.4.1985/1580. Sayı
Arapkir 1986 : (Haz.: Arapkir Kaymakamlığı), Film-Radyo-Televizyon İle Eğitim Merkezi  
                 Basımevi, Ankara 1986.
Bahattin GÜNER : “El Tezgahından Makine Sanayine Giden Hayırlı Bir Yol”,
                  Arapgir Postası , 6.12.1957/181.Sayı
C. Cahit GÜZELBEY  : “Ulusal Kültürümüz Adına Hemen Yapılması Gereken Bir İş”,
                  I.Battalgazi ve Malatya Çevresi Halk Kültürü Sempozyumu ,Tebliğler (22-24
                  Ekim 1986 Malatya), İnönü Ünv. Yay., İstanbul 1987
Cumhuriyetin  75. Yılında Arapgir : (Haz.: Arapgir Kaymakamlığı), Sezer Ofset, Malatya
                  1998
Erhan AYDINLAR : “Yarım Yüzyıllık Arapgirliler ve Arapgir Hakkındaki Görüşleri”,
                  Arapgir Postası ,14.2.1984/1521, 2.3.1984/1523, 30.3.1984/1526, 13.4.1984/1528,
                  20.7.1984/1542.Sayı
Fikri YÜCEL : “Bağbozumu  Şenlikleri   Dolayısıyla”,  Arapgir Postası , 7.8.1970/825.Sayı
Göknur GÖĞEBAKAN   :  “Arapgir’de Manusa Dokumacılığı”, Yedi Kültür, Sayı:2, Şubat-
                  Mart   2001, Malatya Eğitim Vakfı Yay., İstanbul
Hasan  GÜNEŞ : “Malatya’da  Manusa Dokumacılık Sanatı”, Kültür ve Sanat , 
                  Sayı:16, Aralık 1992, Türkiye İş Bankası Yay., İstanbul
Hüseyin BAŞDOĞAN : “Kalkınma Çabaları”, Arapgir Postası , 30.3.1962/404.Sayı
Hüseyin SARAÇOĞLU : Doğu Anadolu Bölgesi, Milli Eğt. Bakanlığı Yay., İstanbul 1989
Hüseyin ŞAHİN : “Arapgir İlçesinde Geleneksel Manusa Dokumacılığı Alan Araştırması
                  Notları-1992, Malatya Kültür Müd. H.Kültürü Arşivi,(B.92.001- 002)
Hüseyin YIRIĞ : “Neye yarar”, Arapgir Postası, 3.9.1965/580. Sayı
Kâmuran SEZER : “Kooperatifimiz ve”, Arapgir Postası, 3.11.1978/1249.Sayı
Kâmuran SEZER : “Sezerce”, Arapgir Postası, 20.1.1986/1516. Sayı
Kâmuran SEZER : “Sezerce: Bir Dokumacılar Kooperatifi Vardı!..”, Arapgir Postası,
                  22.4.1983/1477. Sayı
Kâmuran SEZER : “Sezerce: Dokumacılar...”, Arapgir Postası, 12.8.1983/1493.Sayı
Kemal ŞEKERCİ : “Arapgir’in Kalkınması Hakkında-2”,  Arapgir Postası,
                 27.7.1962/421.Sayı
Kemal ŞEKERCİ : “Gurbete Mektuplar”, Arapgir Postası, 11.3.1955/38.Sayı
M.Sabri KELEMEROĞLU: “Bir Sanatın Kaderi”, Malatya Kültür, Nisan-Haziran 1994,
                 Sayı:2, Malatya
Mustafa AKDAĞ : Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası, Cem Yayınevi, İstanbul 1995
Mustafa KILINÇ : “Göç” , Arapgir Postası, 9.5.1980/1327. Sayı
M. Şerif GENÇ : “Yılların Bitmeyen Sorunu:Neden Göçüyorlar”, Arapgir Postası ,
                7.10.1983/1501. Sayı
Necati BİLGİN : “Arapgir’in Mevcut Ekonomik Yapısı ve Göç”, Arapgir Postası ,
                13.7.1984/1541. Sayı
Nevzat SEZER : “Arapgir Dokumacılar Küçük Sanat Kooperatifi”, Arapgir Postası ,
                10.1.1964/496. Sayı
Raşim KAŞKAL : “Arapgir ve Mensucat”, Arapgir Postası , 18.8.1972/932. Sayı
Vahap BALAMAN : “Arapgir’de bir Yatırım Sahası...”, Arapgir Postası , 14.12.1979/1306.Sayı

Ekler

Manusa Dokuması

Arapgir Postası’nda Dokumacılarla İlgili Bir Yazı

 

Mensucat Fabrikası Kurma Çalışmaları Haberi

 

Manusa Dokuması

 

Manusa Dokuması (Dalçiçek)

 

Positive SSL